İnternet Ortamında Alınan Reklam Hizmeti Ödemelerine Uygulanan Stopaj Vergisi
I. GENEL BAKIŞ
476 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı (“CBK”) ile 2019 yılının Ocak ayından itibaren uygulanmak üzere, “e-ticaret ve diğer online faaliyetler aracılığıyla gerçekleştirilen ödemeleri kapsayan işlemlere gelir/kurumlar vergisi stopajı” yükümlülüğü getirilmiştir. Bu düzenleme ile Türkiye’de “Gelir Vergisi Kanunu’nun 94. maddesi ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 15. maddesinin birinci fıkrasında sayılan kişi ve kurumlara internet üzerinden verilen reklam hizmetlerinin” %15 oranında stopaja tabi olduğu kabul edilmiştir. Ancak söz konusu düzenleme, hem Vergi Usul Kanunu (“VUK”) hem de Türkiye’nin taraf olduğu çifte vergilendirmeyi önleme anlaşmaları (“ÇVÖA”) dikkate alındığında stopajın uygulanması açısından birtakım tartışmaları beraberinde getirmektedir.
II. TARTIŞMALAR
VUK uyarınca, bir ticari kazancın Türkiye’de vergilendirilebilmesi için Türkiye’de mevcut bir iş yerinin olması gerekmektedir. VUK m. 156’da sayılan unsurlarda ise dijital nitelikte bir iş yerine yer verilmemiş, tam tersine yalnızca fiziki iş yeriyle ilgili tanımlamalar yapılmıştır. Bu durumda dijital bir platformda Türkiye’de fiziki bir iş yeri bulunmaksızın elde edilen ticari kazançların vergilendirilmesi kıyas yasağı, verginin kanuniliği ve belirliliği ilkelerine aykırılık teşkil etmektedir.
ÇVÖA açısından da benzer bir şekilde iş yeri terimi, “bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer” şeklinde tanımlanmıştır. Ayrıca, akit devlet teşebbüsüne ait kazancın, söz konusu teşebbüs diğer akit devlette yer alan bir iş yeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmazsa, yalnızca bu devlette vergilendirileceği hükme bağlanmıştır. Anlaşılacağı üzere, Türkiye’de sabit bir iş yeri bulunmayan ve dijital platform aracılığıyla gelir elde eden bir teşebbüsün vergilendirilmesi ÇVÖA açısından da hukuka aykırıdır.
Nitekim vergi ve bölge idare mahkemeleri tarafından tesis edilen emsal kararlarda da internet ortamında alınan reklam hizmetleri sebebiyle gelir elde eden şirketin Türkiye’de ÇVÖA’da zikredildiği şekilde işin tamamen veya kısmen yürütüldüğü yönetim yeri, şube, büro vb. işe ilişkin fiziki varlığı bulunan sabit bir yerinin ve Türkiye’de temsilcisinin olmadığı hallerde, bizatihi bu şirketler adına mükellefiyet tesis etmenin ÇVÖA kapsamında sabit bir yer anlamına gelmeyeceği, Türkiye tarafından vergilendirme yapılabilmesi için mezkur şirketler tarafından elde edilen gelire ilişkin işin kısmen dahi olsa Türkiye’deki sabit bir yer üzerinden yürütülmesi gerektiği, bu haliyle VUK m. 11 ve ilgili CBK’da belirtilen şekilde “vergiye tabi bir iş ve işlem” olmadığı yorumu yapılarak idarece uygulanan kurum stopaj vergisine ilişkin tahakkukun iptali ve ödenen meblağın davacıya iadesi gerektiği yönünde hükümler tesis edilmektedir.
III. SONUÇ
Görüleceği üzere, dijital iş yerinin vergi mevzuatında yer almaması, VUK kapsamında dijital platformda elde edilen ticari gelirlerin vergilendirilmesine engel olmakta, idarenin bu yöndeki uygulamaları kıyas yasağı, verginin kanuniliği ve belirliliği gibi ilkelere ters düşmekle birlikte, Türkiye’nin taraf olduğu ÇVÖA anlaşmalarının sabit iş yerini düzenleyen hükümlerine de aykırılık teşkil etmektedir. Şu halde, internet ortamında alınan reklam hizmeti ödemelerine stopaj uygulanması yönündeki idari işlemler yargıya taşındığında mahkemeler tarafından söz konusu stopaj uygulamasının hukuka aykırı olduğu yönünde karar verilmekte ve bunun neticesinde yapılan stopaj vergisi ödemeleri yasal faiziyle birlikte mükellef kuruma iade edilebilmektedir.
Herhangi bir sorunuz olması halinde bize ulaşabilirsiniz.
Yaşar Law Office
Bize Ulaşın:
Karanfil Sokak, No: 13
Levent, Beşiktaş, İstanbul
Bize Ulaşın:
859. Sokak, No: 4/303
Cumhuriyet Bulvarı, Konak, İzmir